Emperyalizm yine işbaşında

Niş-i akreb ne ez reh-i kinest Mukteza-yı tabiateş inest. (Akrebin sokması kin tutmasından değil, doğasındandır) SADİ.
Amerikan emperyalizmi saldırı planlarını hayata geçirmeye başladı. Daha doğrusu hiç bir zaman kabullenmediği Anadolu'da ulusa dayalı Kemalist bir devletin varlığı, bu devletin kurtuluş ve kuruluş anlayışı emperyalizmi 20. yy'da bütün emellerini yerle yeksan etmesi unutulacak gibi değil. Serv varlık sebepleri idi. Lozan ve onu taçlandıran Montrö kabul edemedikleri acı gerçekleri. ABD başkanının 24 Nisan sözde soykırımı tanıyıp ve arkasından da tehdit gibi beyanat vermesinin altında bu yatıyor.
Kendileri de biliyorlar 24 Nisan 1915 Osmanlı kararnamesinin soykırım olmadığını. Malta'ya sürgün edilen 144 kişinin mahkemelerinde soykırım aradılar ama bulamadılar. İşbirlikçi Kürt Mustafa Paşa mahkemelerinden bile soykırım kararı çıkaramadılar. Bu mahkeme 10 Nisan 1919'da Boğazlıyan kaymakamı Kemal bey ve arkadaşlarına idam verdi, o da yerli işbirlikçi soysuzların düzmece ifadeleri ile ama soykırım diyemediler. 5 Aralık 1920'ye kadar Ermenistan başbakanlığını yapmış Ovanes Kaçaznuni bu konuda Taşnak Partisinin Bükreş kongresine gönderdiği mesajda diyor ki: "Biz Türklerle savaş yaptık, kendi yurdumuzda işgalcilere taraf olduk ve yenildik." 1915'te alınan karar bir soykırım değil bir savunmadır. Eğer soykırım aranacaksa Van olayları incelenmelidir.
Soykırım olaylarını dünya kamuoyuna ilk defa o günkü baş emperyalist İngilizlerin psikolojik harp daire başkanı Arnold Tonby Mavi Kitap ile ortaya sürdü. Mavi kitabın kaynakları Tiflis'de yayınlanan Taşnak partisinin dergilerinden ve Taşnak üyelerinin ABD'ye çektikleri telgraflardan oluşmaktadır. Aynı Tonby Türk - Yunan savaşında da önce dünyaya Yunan tezlerini sürdü daha sonra Anadolu'yu gezdiğinde Türk tarafının haklılığını anlatan yazılar yazdı. En önemlisi bu kaynak kitap daha sonra hem Tonby ve Tonby'nın karısı tarafından düzmece ve aynı zamanda harp dairesinin propagandası olarak kabul ettiler ve kesinlikle kitapta anlatılanların gerçek bilgi ile alakasının olmadığını ifade ettiler.
Anadolu'da emperyalizm iki halkı 1838 İngiliz ticaret anlaşmasından sonra, misyoner okulları vasıtasıyla, Ermeni-Gregoyanlığından Katolikliğe, Protestanlığa vs geçirmeye çalıştılar. 93 harbi ile bütün istekleri özellikle yenilgi sonunda bütün istekleri gün yüzüne çıktı. Trabzon'dan itibaren Doğu'da 6 vilayetin Ermenilere verilmesi ile başlayan süreç, Birinci Dünya Savaşına kadar gelir. Bir önemli olay; Enver Paşa savaş başlamadan önce hem Erzurum'daki Ermeni temsilcileri ile hem de İstanbul'daki temsilcilerle buluşup sözler almasına karşın, Kafkas cephesinde arkadan vurmalar, yolları, hatları kesmeler gibi akla gelmeyecek katliamlar yaptılar. Pastımacıyan bunların tümünü bizim yerli işbirlikçilerimizin anlayacağı şekilde anlatıyor. Bogos Numar Paşa, Paris kongresinde söyledikleri "Fransız ve İngilizlere siz değil savaşı biz kazandık. Cephelerde biz savaştık, şimdi barış masasında biz oturacağız" demişti. Şu da bir gerçek başkalarının gölgesinde bağımsızlık kazanılmıyor. Aynı Ermeni temsilcileri Lozan'da kullanıldıklarını anlayınca şunu ifade ettiler." Türklerin yüzüne bakacak halimiz kalmadı ki"
Özetleyecek olursak,1915 her iki ulus içinde acı olaylar içerir. Hem Rus, hem İngiliz, Fransız emperyalistlerin yönlendirmesi ile kendi toprağında ki komşusuna, yüz yıllardır birlikte yaşadığı insanlara yapılmayacak her şeyi yapmanın acı sonuçlarını Hrant Dink Malatya'da tarihe ders olacak şekilde ifade etti: "Onlar gelir işlerin, çıkarlarını görür çekip giderler. Geriye alet olanların işledikleri kan ve göz yaşı kalır. Bize gelince: Tarih bilinci ulus olma bilincidir. Yaşadığın toprakları arazi arsa değil yurt yapma bilincidir. Bakın, emperyalizm planını uygularken çok sabırlıdır. Ne zaman ve nasıl, nerede iş göreceğini iyi bilir. Biz, Biden'in attığı imzaya değil, o imzanın atılma koşullarını nasıl onlara verdikse şapkayı çıkarıp düşünmemiz lazım. Önüne gelen bilgisiz, görgüsüz, aydın bozuntularının, liberal sol sahtekarlarının, liberal sağ bezirganların Kemalist anlayışı kendilerince sorgulamanın, ikinci Cumhuriyet gibi, 90 yıllık parantez gibi ağza alınmayacak hareket yaparsanız, veya idam mahkumunun celladına yalvarması gibi, başka yerlerde sorunları çözmeye çalışırsanız, işte alın siz çözüm. Siz yine Nutuk okumayı yasak edin. Saygılarımla.