
Genom sözcüğünü hiç duydunuz mu?
Genom, fiziksel özelliklerinizden davranışlarınıza kadar sizi siz yapan genlerinizin bütünüdür.
Diğer bir deyişle genomunuz, sizin formülünüzdür.
Formülünüzü ele geçiren birinin, sizden istediği sayıda klon üretebilmesi teorik olarak mümkün.
DNA’nızı taşıyan hücre çekirdeğinizi içi boş olan bir yumurta hücresine koyup büyüterek sizin kopyanızı yaparsa, çok sayıda “siz” ortaya çıkarabilir.
Klonlama işleminde, sperm hücrelerine gerek olmaksızın gebelik gerçekleşir.
Klonunuz, doğal klon olan tek yumurta ikizi gibi sizin aynınızdır.
Dolly olarak bilinen klon koyunun hatırlarsınız. Dolly, kendisinden 6 yaş büyük olan bir koyunun klonuydu.
Bilim insanları Dolly’den sonra, somatik hücre nükleer transferi tekniğini kullanarak sığır, kedi, köpek, at ve sıçan da dâhil olmak üzere 23 memeli türü başarıyla klonladı.
Hücre çekirdeği aktarımı dışında farklı klonlama teknikleri de var ve bilim insanları her geçen gün klonlama teknolojisini geliştiriyor.
2017 yılında Çinli bilim insanlarının çalışmasıyla, Hua Hua ve Zhong Zhong adı verilen sağlıklı bebek makak maymunları dünyaya geldi.
Genlerimizin ortalama %93 ünden fazlasının aynı olduğu makak maymunlarının klonlanabilmesi, insan klonlamayı daha da gerçekçi hale getiriyor.
Klonlama, yalnız bir canlıyı kopyalamak değil, onu güçlendirmek, daha dayanıklı hale getirmek ve iyileştirmek için de kullanılıyor.
Ülkemizde de klonlama yapılıyor.
TÜBİTAK destekli, hastalıklara dirençli ve verimli hayvan üretimi projesi kapsamında klonlanan yerli boz ırk boğa "Efe" ve dişi klonların "üçüncü kuşak" buzağısının sağlıklı şekilde büyümekte olduğu bildiriliyor.
İnsan klonlamasının sayısız psikolojik, etik, hukuki, sosyal soruna yol açacağı düşünüldüğü için bu konu çok tartışmalı.
Dünyanın birçok ülkesinde insan klonlamasını yasak.
Bu yasaklar nedeniyle büyük olasılıkla bazı çalışmalar gizlice sürdürülüyor.
Kendilerini klonlatarak gelecekte yaşamak isteyen varlıklılardan, ölmüş yakınlarını klonlatıp yeniden hayata döndürmek isteyenlere uzanan geniş bir yelpazede, klonlamayı hayatına sokmak isteyen çok insan var.
Henüz bilinci kopyalayamadığımız için klonlanan kişinin, aslıyla birebir aynı karaktere, aynı anılara, bakış açısına ve değerlere sahip olması henüz mümkün değil.
Çünkü bilincimiz genlerimiz kadar, çevre etkileşimiyle de şekilleniyor.
Klonlama teknolojisine yönelik olarak Batıda dini çevrelerde, "Klonların ruhu var mıdır?" sorusu tartışılıyor.
Kendimize dönelim biraz da!
Bir ya da birden fazla klonunuz olsun ister miydiniz?
Yorum Yazın